Kadın Akademisyenlerin Karşılaştıkları Sorunlar Üzerine Bir Tartışma
Özet
Tarih boyunca var olan cinsiyet farklılıkları ve bu farklılıkların ‘güç’ kavramı ile ortaya çıkan ilişkisi toplumsal cinsiyet kavramını oluşturmuştur. Toplumsal cinsiyet rolleri ağırlıklı olarak kadının gerek iş gerekse sosyal yaşamdaki konumunu belirleyen bir kavram olup niteliksel olarak kültürden kültüre farklılıklar göstermektedir. Ancak bu roller çoğu Avrupa ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de kadınların iş gücüne katılımlarını geciktiren başat nedenlerden biridir. Her ne kadar değişen ve gelişen dünyada kadının değeri görece artmakta ise de hangi meslek mensubu olursa olsun kadının aynı zamanda eş, anne ve evlat olmanın getirdiği roller ve sorumluluklar nedeniyle kariyer gelişimi olumsuz etkilenmektedir. Kariyer gelişimini zorunlu kılan, keskin hiyerarşik basamakların olduğu, disiplinli ve çoğu zaman mesai saatleriyle sınırlandırılamayacak kadar yoğun çalışma gerektiren mesleklerden biri de akademisyenliktir. YÖK’ün 2014 yılında açıklamış olduğu cinsiyetlere göre akademisyen oranları incelendiğinde; Türkiye’de erkek akademisyen oranı %56.9 iken kadın akademisyen oranı %43.1’dir. Kadınların, toplumsal cinsiyet rollerinden kaynaklanan nedenlerle akademisyenlik mesleğine katılım oranları erkek akademisyenlere oranla daha azdır. Bu durumu, kadınların kariyer yaşamlarında niceliksel ve niteliksel olarak erkeklerden farklı sorunlar ile karşılaşması ile ilişkilendirmek mümkündür. Kadın akademisyenlerin karşılaştıkları sorunlar yeni kavramlar üretilmesine neden olurken; mobbing, cam tavan sendromu gibi birçok kavram ile de açıklanabilmektedir. Bu çalışmada, yapılan literatür incelemeleri ışığında kadın akademisyenlerin yaşadıkları sorunlar, sorunların nedenleri tartışılacak ve çözüm önerileri sunulacaktır.
Koleksiyonlar
DSpace@Karatay by Karatay University Institutional Repository is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivs 4.0 Unported License..