dc.description.abstract | Türkiye bazı göçmenler için Avrupa'ya geçiş ülkesi, bazı göçmenler için ise hedef ülke konumundadır. Son yıllarda savaş ve iç karışıklıklarla artan insani ve ekonomik krizler karşısında hayatta kalabilmek ve/veya daha iyi yaşam olanakları elde edebilmek üzere gelen uluslararası göçmenlerin nüfusu giderek artmaktadır. Göç idaresi Başkanlığı'nın 11 Ağustos 2022 verilerine göre Türkiye'de 3.651.683 geçici koruma altındaki Suriyeli ve 1.404.471 ikamet izniyle kalan göçmenler (Irak, Türkmenistan, Suriye, Rusya, kan, Azerbaycan, Özbekistan, Afganistan, Kazakistan, Ukrayna ve diğer ülkelerden) yaşamını sürdürmektedir (www.goc.gov. tr). Nüfuslan beş milyonu aşan uluslararası göçmenler toplumda giderek hissedilir hale gelmektedir. Çoğunlukla ülkelerindeki savaştan hayatta kalabilmek amacıyla kaçarak gelen göçmenlere ev sahipliği yapan Türkiye'ye politik ve ekonomik temelli gerçekleştirilen göçlerin yanında eğitim alma amacıyla gerçekleştirilen göçler de giderek artmaktadır. Eğitim almak amacıyla ülkelerinden ayrılan öğrenciler her iki ülke arasında politik ve kültürlerarası diyalog kurmada ve ülkeye döviz girişinde önemli bir insan kaynağını oluşturmaktadır. Ekonomik ve beşeri sermaye açısından fırsatlar sunan uluslararası öğrenciler (Özer, 2012; Sağıroğlu, 2015), yükseköğretimde uluslararasılaşmanın önemli bir ayağını oluşturmaktadırlar. Uluslararasılaşma sosyal, kültürel, iş, eğitim gibi alanlarda kurulan ve farklı ülkelerin bilgisini içeren ikili veya çok taraflı ilişkilerin gelişmesi sürecini ifade eden bir kavramdır (McCabe, 2001). Yüksek öğretimin ve ortaöğretim sonrası eğitimin uluslararası boyutunu tartışmak için giderek daha fazla kullanılan bir kavram olan uluslararasılaşma, çeşitli teknikler kullanarak ülkelere ulaşma anlamına gelmektedir. | en_US |