İş Hukukunda Kişisel Verilerin Korunması

Abstract

Modern zamanlarda gelişen ve önemi hızla kavranan, kişisel veri kavramı ve kişisel verilerin korunması en başta bir insan hakkı olarak nitelendirilmektedir. Gelişen teknolojiyle, özellikle internet kullanımıyla birlikte mahremiyet alanlarımızın gittikçe küçüldüğü söylenebilmektedir. Veri akışının hızlandığı, verilerin kolaylıkla işlenebildiği bu çağda, yaşam hakkı, mülkiyet hakkı gibi kişisel verilerin korunması hakkı da ulusal ve uluslararası düzenlemelere konu edilmiştir. Konunun önemine binaen, müstakil bir kanun olarak 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu 2016 yılından beridir Türk hukuk sisteminde yer almıştır. Diğer taraftan yine ulusal ve uluslararası hukukta son derece titizlikle düzenlenen bir diğer alan, çalışma hayatıdır. 1919 yılında Versay Antlaşmasıyla kurulan Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO), çalışma hayatını iyileştirici birçok önemli faaliyeti olmuştur. Toplumsal barışın önemli dinamiklerinden biri olan işçi-işveren ilişkisi her anlamıyla ele alınıp daha iyiye götürücü çalışmalar yapılmalıdır. İş ilişkilerinin yapısı ve niteliği gereği kişisel veri akışının bu ilişkide yoğun olarak gerçekleştiği görülmektedir. Diğer taraftan yine bu yapı ve nitelik gereği kişisel verilerin korunmasının en zor sağlanabileceği bir ilişki türü olduğu da söylenebilir. Bir taraftan kişisel verilerin korunması, diğer taraftan iş ilişkisi konusu kendi içlerinde her yönüyle irdelenmesi gereken konulardır. Bu iki önemli konunun bir araya gelmesiyle oluşan iş ilişkilerinde kişisel verilerin korunması konusunun ise hassaten inceleme konusu yapılmalıdır.